ABD 1945 yılının 6 Ağustos sabahında Hiroşima’ya Little Boy (Küçük Oğlan) adını verdiği savaşta kullanılan ilk atom bombasını attı. Bomba 43 saniye sonra patladı ve Hiroşima’nın büyük bir kısmını kül etti.
Bombanın atıldığı gün Hiroşima’da 350.000 civarında insan vardı ve bunların hemen hemen hepsi sivildi.
Bu olaydan 27 yıl sonra bir bilim insanı o zamana göre yeni olan bir fikir ile Hiroşima’ya gitti.
O sıralarda Harvard Üniversitesi’nde misafir profesör olan Sérgio Mascarenhas, atom bombasının radyasyonuna maruz kalan kemiklerin manyetikleştiğini belirtti. Yine Mascarenhas o kemikler sayesinde kişilerin kaldıkları radyasyonun ölçülebileceğini öne sürdü. İki Japon bilim insanının yardımıyla kemikleri aldı. Bunların arasında patlama alanından bir kilometre uzaklıkta bulunan bir çene kemiği de vardı.
Mascarenhas kemikleri Brezilya’ya götürdü. 1970’li yılların teknolojisiyle net bir ölçüm yapılamadı ve kemikler kırk yıl boyunca orada saklandı. Sonradan iki tane Brezilyalı bilim insanı Elektron dönüş yankılanması adı verilen bir yöntem kullanarak sonuçları kesinleştirmeyi başardı. Sonuçlar ise oldukça şaşırtıcı ve dehşet vericiydi.
Araştırmacılar, o çene kemiğinin emdiği radyasyon miktarının 9,46 Gy olduğunu belirttiler. (Bir Gy veya gray, bir nesnenin veya kişinin emdiği radyasyon miktarını ölçmede kullanılan birimdir.)
Örneklemek gerekirse: Radyoterapi gören bir kanser hastası, sadece tümörün bulunduğu ufacık bir noktada 2.5-3 Gy radyasyona maruz kalıyor.
São Paulo Üniversitesinde profesör olan Oswaldo Baffa, Salı günü The Washington Post gazetesine verdiği bir röportajda, bir insanı öldürmek için 4,5-5 Gy tam vücut radyasyonunun yeterli olacağını belirtti.
90 yaşına adım atan ve emekli olan Mascarenhas’a ulaşılamadı ancak kendisinin bir Brezilya bilim sitesine söyledikleri şu şekilde:
“Bu son çalışmada elde ettiğimiz ölçüm, ilk bulguya göre daha güvenilir ve daha güncel, ancak ben şu an, elektronik dönüş yankılamadan yaklaşık bin kat daha hassas olan bir yöntem bilimi değerlendirmeye aldım.”